11 Ağustos 2009 Salı

oh this sour times!

Tatilimi yapıp döndüğümden beri pek gri geçmeye başlayan günlerime renkler kattı sokağımın sonundaki dondurmacı; çeşit çeşit dondurmalarının renkleriyle. (Bir tane ingilizce öğretme serisi vardı bir gazeteyle verilen, hani 2000 senesinde falan, televizyonlarda bile ingilizce öğretmeye dayalı programların olduğu zamanlar, hoş çok da severdim hepsini ama bir tane dergi vardı öyle, siyah-beyaz bir dünyada kötü birinin boyundurluğu altında yaşayan bir karakter vardı, sonra bir arkadaşı oluyordu renkler diyarından, bunu kaçırıyordu renkler dünyasına falan; o geldi aklıma ama bir türlü hatırlayamadım. "Bi buldurun be!"Neyse..)
Efendim Mürefteden döndüğümüz günün ertesi günü, babamla çıktık sokağa markete gidip alışveriş yapmaya. Fakat mevzubahis market bim öğle tatilinde olduğundan kapı duvar olmuş. Eve gitsek, yine gelmek zorundayız, zaten 15 dkk kalmış bitmesine aranın. Biz de yıllardır marketin yanında duran ama hiç mi hiç gitmediğimiz dondurmacıya oturduk, kornette dondurmalarımızı söyledik. Klasik karışımım olan vişne-limon-vanilyalı dondurmayı tatmamla olay budur demem bir oldu işte.
Bir limonlu dondurma söyledikten sonra o dondurmanın limon aromalı ama gayet tatlı ve bayık hatta beyaz bir şey olarak gelmesi nasıl bir hayal kırıklığıdır ey okuyucu! Ama o gün dilimin üzerindeki şey sapsarı ve kesinlikle tamamen ekşiydi!! Vişnenin de doğaya özdeş şekilde ekşi olduğundan bahsetmeme gerek yoktur herhalde.
İşte o günden sonra en önemli sosyal aktivitem dondurmacıma gidip limonlu dondurmadan yemek oldu. Kilolara karşı savaşımdaysa tek avuntum en hafif ve şekersiz olan tatlıyı yiyor olmam:)
Yine de
Yaşasın Gaye Dondurma!
ehehehe

1 yorum:

  1. rendelenmis pancar ve havucun mukemmel uyumu26 Ocak 2010 23:30

    (Bir tane ingilizce öğretme serisi vardı bir gazeteyle verilen, hani 2000 senesinde falan, televizyonlarda bile ingilizce öğretmeye dayalı programların olduğu zamanlar, hoş çok da severdim hepsini ama bir tane dergi vardı öyle, siyah-beyaz bir dünyada kötü birinin boyundurluğu altında yaşayan bir karakter vardı, sonra bir arkadaşı oluyordu renkler diyarından, bunu kaçırıyordu renkler dünyasına falan; o geldi aklıma ama bir türlü hatırlayamadım. "Bi buldurun be!"Neyse..)

    ozmo

    YanıtlaSil